Sürekli azarlanan ve sevilmediğini hisseden bir çocuk, bu deneyimlerin etkisi altında büyüdüğünde genellikle derin duygusal izler taşır. Bu çocuk, ebeveynleri veya önemli yetişkin figürler tarafından sürekli reddedilmiş veya eleştirilmiş hissiyle büyüdüğü için özsaygısı genellikle zayıflar. Kendi değersizlik duygusu, bu çocuğun ilişkilerde sağlıklı sınırlar koymakta ve başkalarıyla sağlıklı bağlantılar kurmakta güçlük çekmesine yol açabilir.
Böyle bir geçmiş, yetişkinlikte güven eksikliği ve sürekli başarısızlık korkusuyla ilişkilenebilir. Bu birey, başkalarının onayını almaya aşırı duyarlı olabilir ve sürekli bir onay arayışında olabilir. Ancak, aldığı her eleştiri veya reddedilme, çocukluk travmalarının tetikleyicisi olabilir, bu da duygusal çöküntülere ve ilişkisel zorluklara neden olabilir.
Depresyon ve kaygı gibi psikolojik sorunlar da bu bireylerde sıkça görülebilir. Duygusal acı, içsel çatışmalar ve anksiyete, sürekli bir iç mücadele yaratır. Terapi, bu zorlu deneyimleri anlamalarına, duygusal iyileşmeye yönlendirmelerine ve sağlıklı ilişkiler kurmalarına yardımcı olabilir.